Ben pişman oldum
17.Tövbe Ediyorum 1
Henry Blackaby: Bana kalırsa hayatımızda olup bitenler için Tanrı’ya hesap verdiğimizde karşılaşacağımız en büyük trajedilerden biri şu olurdu; Tanrı bize şöyle diyebilirdi; “Eğer doğrudan ve yalnızca benimle yürüseydin, eğer yaşamında yalnızca Benim lütfumun kendini göstermesine izin verseydin, lütfumdan yüz çevirmeseydin hayatında neler olabilirdi sana göstereyim. Bendeki diriliş gücü seni özgürleştirebilirdi ama sen 10 yıl boyunca esaret altında yaşadın. Eğer bu 10 yıl boyunca sadece Bana inanmayı seçseydin neler olabileceğini sana göstereyim”.
Nancy: Benim görüşüme göre bugün kiliselerimizde en önemli ama bir o kadar da en ihmal edilen konu tövbe konusudur. Tövbe konusunda en güçlü mesajlardan birini 1995 yılında arkadaşım Henry Blackaby’den duymuştum. Bu mesajdan çeşitli bölümleri önümüzdeki programlarda sizlerle paylaşmak istiyoruz ancak bu özel mesajın içeriğinden az da olsa bahsetmeme izin verin.
Büyük, uluslararası bir Hristiyan hizmet kuruluşuna mensup yaklaşık 4.000 kişilik bir ekip, yılda iki defa gerçekleştirilen personel eğitimi için bir araya gelecekti. Hizmet ekibi liderleri, …
17.Tövbe Ediyorum 1
Henry Blackaby: Bana kalırsa hayatımızda olup bitenler için Tanrı’ya hesap verdiğimizde karşılaşacağımız en büyük trajedilerden biri şu olurdu; Tanrı bize şöyle diyebilirdi; “Eğer doğrudan ve yalnızca benimle yürüseydin, eğer yaşamında yalnızca Benim lütfumun kendini göstermesine izin verseydin, lütfumdan yüz çevirmeseydin hayatında neler olabilirdi sana göstereyim. Bendeki diriliş gücü seni özgürleştirebilirdi ama sen 10 yıl boyunca esaret altında yaşadın. Eğer bu 10 yıl boyunca sadece Bana inanmayı seçseydin neler olabileceğini sana göstereyim”.
Nancy: Benim görüşüme göre bugün kiliselerimizde en önemli ama bir o kadar da en ihmal edilen konu tövbe konusudur. Tövbe konusunda en güçlü mesajlardan birini 1995 yılında arkadaşım Henry Blackaby’den duymuştum. Bu mesajdan çeşitli bölümleri önümüzdeki programlarda sizlerle paylaşmak istiyoruz ancak bu özel mesajın içeriğinden az da olsa bahsetmeme izin verin.
Büyük, uluslararası bir Hristiyan hizmet kuruluşuna mensup yaklaşık 4.000 kişilik bir ekip, yılda iki defa gerçekleştirilen personel eğitimi için bir araya gelecekti. Hizmet ekibi liderleri, Tanrı’nın çalışanlarına bir uyanış yaşatması için içtenlikle dua ediyorlardı. Beni de o hafta boyunca yüreğimdekileri paylaşmam için oraya davet etmişlerdi. Konferansa birkaç hafta kala dua edip Tanrı’ya bu ekiple ne paylaşmamı istediğini sorduğumda bir anda aklıma kırılmışlık konusunda konuşmak geldi. Birkaç hafta önce konusu geçmişti. Belki hatırlarsınız, Kutsal Ruh’un gücüyle Tanrı’nın o ekipteki kişilerin yüreklerine nasıl gözle görünür biçimde işlediğinden söz etmiştim. O sabah konuşmamı bitirip yerime oturduktan sonra en az 12 saat boyunca o kalabalık salonda mikrofonu ekip üyelerinin biri bırakıp biri aldı ve hayatlarında Rab’e karşı suçlu durumda oldukları ve Tanrı’yla birlikte düzeltmeleri gereken konuları bizimle paylaştılar.
Tanrı’nın varlığını yakından hissettiğimiz muhteşem, harikulade bir zamandı. God’s Providence (Tanrının İradesi ve Sağlayışı) etkinliğinde, bu hizmet kuruluşu Dr. Blackaby’i kendileri için bir konuşma yapmaya davet etmişti.
Bugün hâlâ hatırlarım, Blackaby konuşma saatinden önce salona gelip seyircilerin arasında oturmuş ve ekip üyeleri birer birer üzerlerinde yük teşkil eden şeyleri itiraf edip içlerini dökerken onları dinlemişti. Sonraki günlerde Dr. Blackaby’nin personelin karşısına geçip büyük bir doğallık ve içtenlikle anlattığı Tanrı’nın Sözü’nde bahsi geçen tövbe süreçlerini dinlemek benim açımdan o kadar keyifli olmuştu ki... Dr. Blackaby, onları Tanrı’nın tövbe faaliyetini yüreklerine yeterince derin bir biçimde işlemesine izin vermeye çağırdı. Tanrı’nın ruhunun bu program dizisi aracılığıyla pek çok dinleyicimizin yüreğine işlediğine eminim. Sizi Dr. Blackaby’nin tövbe konusundaki mesajını dikkatle dinlemeniz ve Tanrı’nın karşısına kırık, pişman bir yürekle çıkabilmek için günahlarınızı O’nun gözüyle görebilme konusunda Tanrı’dan yardım istemeniz konusunda yüreklendirmek isterim. Tanrı böyle bir yüreği kabul eder, böyle bir yüreği temizler ve ancak böyle bir yürek, Tanrı’nın tüm lütfunu kabul edebilir. Şimdi Dr. Dr. Blackaby’nin 1995 yılında 4000 Hristiyan çalışanla neler paylaştığını dinleyelim.
Dr. Henry Blackaby: Günahın bazılarınızın hayatında oldukça uzun bir süredir varlığını sürdürdüğünü söylesem? Günah oldukça uzun zamandır hayatınızda kök saldığı için artık karakterinizi de etkisi altına almış olduğunu söylesem? Tanrı yaşamınızdan bir anda günahı çekip alabilir ancak karakterinizi yeniden inşa etmek için zamana ihtiyacı vardır. O’nun sizi affettiği noktada Tanrı’yla yüzleşmenin, tövbe sürecini başlattığını belki de kimileriniz keşfetmiştir. Hayatınızda çok uzun zamandır etkinliğini sürdürmekte olan şeyler yüzünden karakterinizin yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Tanrı’nın kendi halkına önderlik edebilmesi için Musa’nın karakterini yeniden inşa etmesi, Musa’nın Tanrı tarafından bu iş için yeterli donanıma ulaştırılması tam 40 yıl sürmüştü. Karakter gelişimi zaman alan bir süreçtir ve Musa’da da bazı karakter kusurları mevcuttu. Tanrı günahlarınızı bir anda bağışlayabilir ama sizi arzu ettiği gibi bir insana dönüştürmesi için daha uzun bir zaman gerekir ve siz bu süreci geçirmek durumundasınız. İşte bu sebeple Tanrı’nın Sözü’nün sizin yaşam rehberiniz olması bu kadar önemlidir. Hayatınızın tek bir anını bile İsa Mesih’te olan zaferden ayrı geçirmek zorunda değilsiniz. Pavlus 2. Korintliler 2:14’te “Bizi her zaman Mesih’in zafer alayında yürüten Tanrı’ya şükürler olsun!” diyor. Gerçek budur. Zafer alayında yürüyebilirsiniz. Tanrı’nın bunları hayatınızdan çıkarıp çıkarmadığını bilemeyiz ama muhtemelen onları ortadan kaldırmayı ve sizi lütfunun değişik boyutlarının bir ifadesine dönüştürmeyi tercih edecektir. Az sonra bunu biraz açacağız.
Tanrı için tövbenin ne denli hayati bir öneme sahip olduğunu anlamanız çok ama çok önemlidir. “Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır.” Bunun, İsa’nın verdiği ilk öğüt olduğunun hepiniz farkındasınız. “Tövbe edin”, vaftizci Yahya’nın da ilk öğüdüydü. “Tövbe edin”, Tanrı’nın halkına cennetten gelen ilk mesajdı. Bu mesaj dünyadaki diğer insanlardan önce Tanrı’nın halkına verilmişti ancak Tanrı’nın halkına ulaşırsa diğer insanlara ulaşabilecekti. Tanrı’nın kurtarıp özgürleştiren amaçları temelde Kendi halkına yöneliktir ve bu yüzden ne zaman İsa’nın adını duysam “Tanrım,” diyorum “Yüreğime bakıp benimle ilgilenecek misin? Hâlâ yüreğimde işlemekte olan günah kalıntıları var mı?”
Ne zaman İsa’nın adını duysam, biliyorum ki bu ad beni günahlarımdan kurtarması için O’na verildi. Ben günahlarımdan kurtarıldığım için de yüreğimde Tanrı’nın açtığı bir yol var. Bu yol aracılığıyla O’nun Sözü’nü diğer insanlara duyurabilirim. Bu yüzden İsa ismini kutluyoruz. “Tanrım, beni incele, beni sına ve içimde bir şey olup olmadığına bak. Çünkü İsa ismi O’na beni ve bizleri günahlarımızdan kurtarmak için verildi. Böylelikle Senin halkın temizlenip kutsandı ki Sen de onlar aracılığıyla dünyanın geri kalanına dokunabilesin”. Bu hepimizin yüreğini titreten bir şey. İsa’nın adını ne zaman ansanız yüreklerinizde daimi bir tövbenin gerçekleşmesini; İsa’nın adının sizi Tanrı’yla daimi bir ilişki içinde tutmasını ve Tanrı’nın sizi kendi amaçları yönünde kullanmasını diliyorum. Yine Kendi halkına konuşurken Luka 13. Bölümde tövbenin ciddiyetinden Kendi halkı ona başlarına gelen bir trajediden bahsederken onlara ciddiyetle bakıp “Bilmenizi isterim ki tövbe etmezseniz hepiniz böyle mahvolacaksınız” demişti. Bu O’nun için hafife alınacak bir mesele değildir. Yani ya tövbe edeceksiniz ya da mahvolacaksınız. Bu hepimizin hayatında olan şey değil mi? Hristiyan olduğumuza göre sonsuz bir lanetten söz etmiyoruz. Ama Tanrı’nın yargısı beklemez. Günah işlediğimiz anda başlar ve gittikçe ivme kazanır. Tövbe ettiğimizde ortadan kalkar. Az önce bazılarınız öfke ve acıyla işlerin nasıl daha ve daha kötüye gittiğini anlatıyordu. Kendi kendime dedim ki, “İşte İsa’nın bizi derhal tövbeye çağırmasının nedeni bu”. Eğer Tanrı’nın günah diye tanımladığı düşünme biçimlerinden, duygulardan, ruh yapısından ve yaşam biçiminden derhal vazgeçmezseniz, bunlar size zarar verebilir.Tanrı için günah berbat bir şeydir. İsa, “Tövbe etmezseniz hepiniz böyle mahvolacaksınız” diyor. Luka 19. Bölümde tövbe etmedikleri için Yahuda ve Yeruşalim’in mahvolacağını, bunun onların yaşamlarına mal olacağını söylüyor.
Çıkış: Leslie: Yüreklerin Uyanışı programında Nancy Leigh Demoss ve Henry Blackaby’i dinlediniz. Bu program dizimiz tövbe üzerine. Yarın Henry Blackaby, bu konu hakkındaki görüşlerini bizlerle paylaşmaya devam edecek. Bize katılmayı unutmayın.
Mindig használja a online HTML szerkesztoprogramot, hogy könnyebben összeállítsa a webhelyie tartalmát. Ez garantálja a hibamentes forráskódot.
18.Tövbe Ediyorum 2
Giriş: Erkek Sesi Henry Blackaby: Bana kalırsa hayatımızda olup bitenler için Tanrı’ya hesap verdiğimizde karşılaşacağımız en büyük trajedilerden biri şu olurdu; Tanrı bize şöyle diyebilirdi; “Eğer doğrudan ve yalnızca benimle yürüseydin, eğer yaşamında yalnızca Benim lütfumun kendini göstermesine izin verseydin, lütfumdan yüz çevirmeseydin hayatında neler olabilirdi sana göstereyim. Bendeki diriliş gücü seni özgürleştirebilirdi ama sen 10 yıl boyunca esaret altında yaşadın. Eğer bu 10 yıl boyunca sadece Bana inanmayı seçseydin neler olabileceğini sana göstereyim”.
Leslie: Henry Blackaby’nin tövbe hakkındaki vaazının devamı dinliyoruz…
Rab İsa tövbenin kesinlikle hayati bir öneme sahip olduğunu söylüyor. Şimdi biraz Elçi Pavlus’a kulak vermek istiyorum. Kutsal Kitabınız yanınızdaysa 2. Korintliler 5:9’u açmanızı istiyorum sizden. Daha sonra tövbeyi anlamak üzere Kutsal Kitaptaki klasik bölüme, 51. Mezmur’a döneceğim. 51. Mezmur’da günahı Davut’un perspektifinden göreceğiz ancak aynı günahı Tanrı’nın perspektifinden görmek için 2. Samuel 12. Bölüme bakmamız gerekecek. Sizinle paylaşmak istediğim kısım bu. Sizden isteğim Elçi Pavlus’un günahla ilgili hassasiyetini hissetmeniz. 2. Korintliler 5. Bölüm 9. Ayette Pavlus, “Bunun için, ister bedende yaşayalım ister bedenden uzak olalım, amacımız Rabb’i hoşnut etmektir” diyor. Dün burada paylaştığımız sıkıntıların çoğu insanlarla- ebeveynlerimiz, çalışma arkadaşlarımız veya diğer kişilerle yaşadığımız kırgınlıklarla ilgiliydi. Ama bunların içinde en trajik olan, Tanrımızla aramızda olup bitenlerdi. Davut, Mezmur 51:4’te “Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim” derken çok haklıydı. Tövbe, daima Tanrı’yadır. Elçi Pavlus, “Ben her zaman, her koşulda, O'nu hoşnut etmeyi kararlı bir amaç haline getirdim” demek istiyordu. Pavlus bunun 2 nedeni olduğunu söylüyordu. Kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum. Daha sonra konuya Davut’un hayatından örnekler vererek devam edeceğiz. Pavlus, 2. Korintliler 5. Bölüm 9 ve 10. Ayetlerde şunu ifade etmeye çalışıyordu; “Bunu hayatımdaki diğer tüm tercihlerimin üstünde tutmamın nedeni, hayatımda her ne olursa olsun yapmak istediğim tek şeyin Tanrımı memnun etmektir. Çünkü her birimiz günün birinde İsa’nın yargı kürsüsünün önüne çıkacağız. Beden de, bu hayatı sürdürürken yaptıklarımızın, iyi veya kötü, karşılığını görebilelim. Öyleyse, pek çok düşüncemizi şu şekilde değiştirmek durumundayız; Bizler “Tanrı’nın lütufkar olduğunu biliyorum, Tanrı’nın sevgi dolu olduğunu biliyorum” diye düşünmeye meyilliyizdir. Oysa Pavlus’un yüreğinden geçenler başkaydı. O, 2. Korintliler 5:11’de “Rab’den korkmanın ne demek olduğunu biliyorum” diyordu. Elçi Pavlus 2. Korintliler 5. Bölüm 10. ve 11. Ayetlerde “Tanrı’nın huzuruna çıkıp yaşamımın hesabını vermek zorunda olduğumu biliyorum. Dolayısıyla, Rab’den korkmanın ne demek olduğunu bildiğim için insanları, başta Tanrı’nın halkı olmak üzere kayıp olanlar da dahil herkesi, buna ikna etmeye çalışıyoruz. Tanrı bizim ne olduğumuzu biliyor” demek istiyordu. Herhalde Pavlus’un bu sözleri söylerkenki bakış açısından daha çok benim yüreğimi Tanrı’ya ulaştıran başka bir şey olmamıştır. Ben inanıyorum ki hayatımızda olup biten her şey için Tanrı’ya hesap vermeye başladığımızda yaşayacağımız en büyük trajedilerden biri pekala Tanrı’nın size şöyle demesi olabilir; “Eğer doğrudan ve yalnızca benimle yürüseydin, eğer yaşamında yalnızca Benim lütfumun kendini göstermesine izin verseydin, lütfumdan yüz çevirmeseydin hayatında neler olabilirdi sana göstereyim. Bendeki diriliş gücü seni özgürleştirebilirdi ama sen 10 yıl boyunca esaret altında yaşadın. Eğer bu 10 yıl boyunca sadece Bana inanmayı seçseydin neler olabileceğini sana göstereyim”. Eğer Tanrı’yı tanıyorsanız bir saniye bile günahınızla yaşamak zorunda değilsiniz. Tanrı, günahınızla ilgilenecektir. Günahın bedeninizde hüküm sürmesine izin vermeyin çünkü o anda Tanrı, hayatınızda inanılmaz şeyler yapmayı planlamaktadır ve O’nun zamanlaması muhteşemdir. Tanrı’nın zamanlaması sizin tövbenizi beklemez, ben bunu bilmenin verdiği muhteşem hisle yaşıyorum, “Rabbim’in Ruhu, sen günahlarım yüzünden beni yargıladığında konfor alanımda kalırsam çok daha büyük risklerin beni beklediğini anlamama yardım et. Tanrım, bunun anlamı sadece benim rahat bir hayat yaşamak istemem değil. Krallığının işlerinde benim tövbe etmeme dayalı bambaşka boyutlar var”. Tüm bunların sonucunda Elçi Pavlus, “Ben Tanrım’ı memnun etmek istiyorum ve bilin ki hepimiz İsa’nın yargı kürsüsünün önünde hesap vermek üzere bulunacağız. Öyleyse biz Rab ‘den korkmanın ne demek olduğunu bildiğimiz için... Tanrı da bizim ne olduğumuzu biliyor” diyor.
Davut’un hayatına dönecek olursak, ben onun hayatını 2 farklı açıdan incelemek istiyorum; önce Davut’un bakış açısından sonra Tanrı’nın bakış açısından. Böylece Davut’un kendi günahını algılamasıyla Tanrı’nın Davut’un günahını algılaması arasındaki farkı görebileceksiniz. Şimdi 51. Mezmur’a geri dönelim. Davut’a karşı hepimizin sempatisi var. Dahası, diyebilirim ki bizim sempatimiz Tanrı’dan çok Davut’a yöneliktir. Arkadaşlar, çok üzgünüm ama bizim Tanrı’nın yüreğine karşı şu an duyduğumuzdan daha büyük bir sempati duymamız gerekiyor. Tanrı, günahı bizim gördüğümüzden çok daha ciddi bir şey olarak görmektedir. İnsan diliyle söylenmiş hiçbir şey Davut’un hayatında günahtan kaynaklanan şiddetli acıyı bu kadar güzel dile getirmemiştir. Eğer içinizde aynı Davut gibi günaha düşmüş birileri varsa, onların tövbelerinin ve acılarının derinliğinin Davut’unkinden bile öteye geçmesi için dua ediyorum. Davut’a kulak verelim. O, bize bizim bakış açımızdan neler yapılması gerektiğini öğretiyor. Her şeyden önce Davut, merhamet diliyor. Merhamet, Tanrı’nın hak ettiğiniz kötülüklerden sizi esirgemesidir. Tanrı sizi affetmek mecburiyetinde değildir. Günahınızdan ötürü hak ettiğiniz cezalardan sizi muaf tutmak zorunda değildir. Herhangi bir günah işlediğimizde Tanrı’nın adaleti bununla bir şekilde ilgilenilmesini gerektirir ve Tanrı’nın günahlarımızı bağışlamak gibi bir yükümlülüğü yoktur. O’nun bizi affetmesinin nedeni, merhametidir. O, bizi kesin olarak hak etmiş olduğumuz kötülüklerden esirger ki bize hak etmediğimiz şeyleri verebilsin. Öyleyse bu süreçte tövbe hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle Davut, “Bana merhamet et” diye yakarıyordu. Günah işlediğini anladığı anda Davut’un ilk yakarışı merhamet istemek üzerineydi. Mezmur 51’de Davut, “Sevgin uğruna sil isyanlarımı. Tümüyle yıka beni. Arıt beni günahımdan. Çünkü biliyorum isyanlarımı, günahım sürekli karşımda” diyor.
Çıkış: Leslie: Yüreklerin Uyanışı programında Nancy Leigh Demoss ve Henry Blackaby’i dinlediniz. Bu program dizimiz tövbe üzerine. Yarın Henry Blackaby, bu konu hakkındaki görüşlerini son kez bizlerle paylaşıyor olacak. Bize katılmayı unutmayın.
19.Tövbe Ediyorum 3
Giriş: Erkek Sesi Henry Blackaby: Bana kalırsa hayatımızda olup bitenler için Tanrı’ya hesap verdiğimizde karşılaşacağımız en büyük trajedilerden biri şu olurdu; Tanrı bize şöyle diyebilirdi; “Eğer doğrudan ve yalnızca benimle yürüseydin, eğer yaşamında yalnızca Benim lütfumun kendini göstermesine izin verseydin, lütfumdan yüz çevirmeseydin hayatında neler olabilirdi sana göstereyim. Bendeki diriliş gücü seni özgürleştirebilirdi ama sen 10 yıl boyunca esaret altında yaşadın. Eğer bu 10 yıl boyunca sadece Bana inanmayı seçseydin neler olabileceğini sana göstereyim”.
Leslie: Henry Blackaby, tövbe hakkındaki vaazına Mezmur 51’le devam ediyor;
Blackaby: Sonra, Mezmur 51:4’teki şu harika cümle geliyor; “Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, Senin gözünde kötü olanı yaptım”. Biliyor musunuz, bir Hristiyan ne zaman günah işlese Tanrı’nın gözleri onun üzerindedir. Günah işlerken Tanrı’dan saklanmamız mümkün değildir.
Tüm günahlar Tanrı’nın huzurunda işlenir. Günahların tamamı, Tanrı’nın Ruhu’nun, içimizdeki yaşayan Mesih’in ve bizim için özgürlük ve kurtuluş tasarlayan Tanrı’nın huzurunda işlenir. Hiçbir günah gizli kapaklı işlenemez. Zaten Davut da “Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim” diyor. İnsanlar size kötülük ettiğinde onlara acı ve öfkeyle cevap veriyorsanız o zaman sorun onların size yaptıkları olmaktan çıkıyor, sizin onların yaptığı şeye nasıl tepki verdiğiniz oluyor. Tanrı diyor ki, “Sizi nasıl bağışladığımı görmediniz mi? Görmüyor musunuz? Golgota’yı hatırlamıyor musunuz? Çarmıhı hatırlamıyor musunuz?” “Size pek çok şey alacağınızı söylemedim mi? Neden size söylediklerimin aksi yönde tepki verdiniz? Hoşnutsuzluk ve öfkeyle cevap vermeniz gerekmiyordu. Tepkiniz kırılmak olabilirdi, buna yüreğinizdeki sevgimle karşılık verebilirdiniz. Onlara duyduğunuz sevgiyle bunun üstesinden gelebilirdiniz”. Artık anlıyorum ki yüreğimdeki hoşnutsuzluk artmaya başladığında bu Tanrı’yı gücendiriyor. Bu Tanrı’nın yüreği karşısında bizi mahcup duruma düşürür ve bu durumda şöyle deriz; “Tanrım, aklım beni tamamen haklı buluyor ancak Senin yüreğine bakıp affediciliğini ve lütfunu hayatıma almayı, mağdur edilsem bile asla kendi yollarıma dönemiyorum ”.
Davut’a bakacak olursak, o sadece Tanrı’ya karşı günah işlediğini söylüyor. Daha sonra da, Kutsal Kitap’ın King James çevirisinde 51. Mezmur 6. Ayette şu şahane sözleri söylüyor; “Tanrım, sen gönülde sadakat istiyorsun, Ben ise ne gönlümde ne de davranışlarımda sana karşı sadık olabildim. Sen en derin, en gönülden sadakati istiyorsun. Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde”. Davut, yüreğinde geniş kapsamlı olarak çalışması için Tanrı’ya yakarıyordu ve bunda da haksız sayılmazdı.
Nancy: Evet, Dr. Henry Blackaby’den araştıran, aklı başında bir insanın cümlelerini duyduk. Dr. Henry Blackaby’nin konuşmasının devamını da sizlerle paylaşacağız ama Tanrı’nın Ruhu’nun şu an yüreklerimize getirmekte olabileceği şeyleri de es geçmek istemiyorum. Sizin yüreğiniz de Davut’unki gibi Tanrı’nın yüreğinizde geniş kapsamlı olarak çalışması için yakarıyor mu? Eğer öyleyse şimdi edeceğim duada bana eşlik edebilirsiniz.
Rabbim, senin bizden gönülde, yaşamımızın en derinlerinde sadakat beklediğini biliyoruz ve Tanrım, benim yüreğimi araştırman ve günahlarımı Senin gördüğün gibi görebilmeme, onları Senin gibi ciddiye alabilmeme yardım etmen için sana yakarıyorum. Bize yaşamlarımızı değiştiren, yürekten hissedilen, derin bir kurtuluş ve özgürleşme armağanı vermen için dua ediyorum. Tanrım, günahlarımızı hafife aldığımız için merhametine öyle çok ihtiyacımız var ki! kendimizi, günahlarımızı ve Seni, Senin gözünden görebilmemiz için yardım et ve sonrasında bizleri yıka ve arıt ya Rab. Yüreklerimizi arındır. İsa’nın adıyla dua ediyoruz, amin.
Soha ne felejts el tisztítani a HTML-kódodat, és ellenorizd a tartalom tartalmát, mielott közzétennél egy cikket! Tartsa az online tartalmat tiszta állapotban.
*Yalnızca podcast sezonunun yayını sırasında sunulan teklifler.